10 Eylül 2008 Çarşamba

PANİK ATAK NEDİR

Panik atak çoğu kez fiziksel belirtilerle ortaya çıkan, korku ve endişe yaratan bir ruhsal hastalıktır. Korku ve endişeden kasıt, kalp krizi geçirdiğini düşünen bir panik ataklı bireyin, gerçekten kalp krizi geçirmiş birinden daha yüksek korku yaşamasıdır. Bu durum hastalığın doğasından kaynaklanmaktadır.

Hastalar genellikle kalp krizi geçirdiğini düşündüğü, nefes alma güçlüğü çektiği yada bedeninde uyuşukluklar, güçsüzlükler yada bayılma hissi hissettiği için acil servislere başvurabilir. Belirli testler ve incelemeler yapıldıktan sonra bu durumun fiziksel bir hastalık olmadığı anlaşıldığında, hastaya panik atak geçirmiş olduğu bunun ruhsal bir hastalık olduğu ve psikiyatriste başvurmasının uygun olacağı söylenir.

Birçok hasta haklı olarak bu öneriyi kolay benimsemez. İlk tepki ruhsal bir sorunun, tansiyonu ve kalp atışlarını yükselteceğine inanamamaktır. Bazı hastalar ise psikiyatriste başvuru konusunda biraz ön yargılıdır. Bu hastalık ancak deneyimli psikiyatristlerin yardımı ile aşılabilir.

Belirtileri nelerdir?
- Çarpıntı, nefes darlığı, halsizlik, baş dönmesi, el ve ayaklarda uyuşma-karıncalanma, korku, kaçma isteği
- Göğüste ağrı, yanma hissi
- Yutma güçlüğü
- Titreme, sallanma, bayılma hissi
- Kızarma, ürperme
- Bulantı, karın ağrıları ve krampları
- Tansiyon yükselme ve düşmeleri ve bütün bu belirtilere eşlik eden endişe, ölüm korkuları, çaresizlik ve panik duyguları.
- Bu belirtilerin bir fiziksel hastalığa ait olmadığının muayene ve testler sonucu belirlenmiş olması.

Hangi yaşta ortaya çıkar?
Araştırmalara göre panik, bozukluk genellikle geç adolesans döneminde, yada 20´li yaşların ortasında başlar. Ancak başka herhangi bir zamanda da ortaya çıkabilir. Ayrıca kadınlarda daha fazla görüldüğü düşünülmektedir. Bazı araştırmacılar panik bozukluğu olan erkek sayısının sanıldığından daha fazla olduğunu, çünkü erkeklerin, panikle ilgili zorlukları kabullenmeye eğilimli olduklarını ve daha az tedavi arayışına girdiklerini düşünürler. Bazıları ise erkeklerin bu nedenle daha fazla alkol kullanmaya eğilimli olduklarını, panik atağın altta gizlendiğini, sonuçta madde kullanımı sebebi ile tedaviye başvurmak zorunda kaldıklarını düşünmektedir.

Tedavisi nasıldır?
Tedavi ve yardım arayışında gecikmemek gerekir çünkü tedavisi olan bir hastalıktır. Tedavi için gecikmek hastalığı daha komplike hale getirir. Sık tekrarlayan paniklerin yarattığı korkuların yanı sıra ölüm korkuları, yalnız kalma korkuları taşıt, kapalı, açık olan korkuları (agorafobi, klostrofobi) tabloya eklenebilir.

Oysa hastaların %95´i 2-4 ay içinde bu hastalıktan tamamen kurtulabilir yada kontrol edilebilir hale gelebilmektedir. Bu hastalığın tedavisinde hastalığı bütün yönleri ile tanıma, kişiliğimiz, davranışlarımız ve hayatımız içindeki uzantılarını belirleme ve bunlarla baş etme önemlidir.

Psik. Ferahim Yeşilyurt

Kaynak: www.kisiselbasari.com

Hiç yorum yok: